Günümüzde Avrupa’da yaşamak ve iş kurmak isteyen girişimciler için vize alma ve şirket kurma süreçleri oldukça karmaşık olabilmektedir. Özellikle yatırım yoluyla oturum izni almak isteyenler, yerel yasalara ve değişen düzenlemelere ayak uydurmakta zorlanabiliyor. Danimarka, güçlü ekonomisi ve refah seviyesi ile cazip bir göç ve yatırım ülkesi olarak öne çıkıyor. Ancak süreçleri doğru yönetmek büyük önem taşıyor. Bu yazıda, Danimarka’da yatırım yaparak oturum izni elde etmek isteyenler için pratik bilgiler, avantajlar ve örneklerle dolu bir rehber sunuluyor.
Danimarka’da Yatırıma Dayalı Oturum İzni Nedir?
Danimarka’da oturum izni, belirli bir yatırım yapılan şirket üzerinden yabancı girişimcilere veya yatırımcılara tanınan yasal bir hak sağlar. “Startup Visa” kapsamında, yenilikçi bir iş fikri veya mevcut bir iş modelini Danimarka’ya taşıyarak hem şirket sahibi olabilir hem de ülkede yasal olarak bulunabilirsiniz.
- Oturum izni ile Avrupa’daki diğer Schengen ülkelerinde de seyahat özgürlüğü kazanılır.
- Yatırımlar, genellikle yeni bir şirket kurulumu veya mevcut bir işletmeye ortaklık şeklinde yapılır.
- İzinler genellikle 2 yıl süreyle verilir ve başarı kriterlerine göre uzatılabilir.
Danimarka, iş dünyasında şeffaflık ve yüksek yaşam standartları ile bilinir. Ayrıca şirket kurma işlemleri elektronik ortamda kolaylıkla yapılır. Fakat yasal prosedürlerin takibi şarttır.
Başvuru Süreci ve Gerekli Belgeler
Danimarka’da yatırım yoluyla oturum izni almak için başvuru süreci iyi planlanmalıdır. Öncelikle yatırım yapılacak sektör ve iş planı belirlenmelidir. Ardından, Danimarka Göçmen Dairesine başvuruda bulunulur.
- Yenilikçi bir iş planı hazırlayın ve rekabet avantajınızı belirtin.
- Minimum yatırım tutarını karşılayan bir sermaye gösterin, bu genellikle en az 50.000 Euro ve üzeridir.
- Şirketin Danimarka’da gerçek faaliyet göstereceğini kanıtlayacak dokümanlar hazırlayın.
- Başvuru formlarını eksiksiz doldurun ve hazır bulundurun.
Başvuru sırasında sıklıkla yapılan hatalardan biri, iş planının yeterince detaylandırılmamasıdır. Ayrıca, mali kaynakların kaynağı açıkça gösterilmelidir. Eksik ya da yanlış bilgi verilmemesi hayati önem taşır.
Danimarka’da Şirket Kurma Adımları ve İpuçları
Danimarka’da şirket kurmak için öncelikle şirket türü seçilmelidir. En yaygın türler arasında “ApS” (Anonim Şirket) ve “IVS” (Girişimci Şirketi) bulunuyor. ApS tipi şirketler genellikle yatırımcılar için caziptir.
- Şirketi dijital ortamda kurabilirsiniz, işlemler yaklaşık 1-2 iş gününde tamamlanır.
- ApS için asgari sermaye şartı 40.000 DKK’dır (yaklaşık 5.500 Euro).
- Vergi numarası (CVR) alınmalı ve yerel banka hesabı açılmalıdır.
- Şirket kuruluşu sırasında noter onayı ve bazı sektör özel izinler gerekebilir.
Türkiye’den örnek vermek gerekirse; teknoloji alanında faaliyet gösteren bir girişimci, Danimarka’da ApS tipi bir şirket kurarak hem AB pazarına açılıyor hem de oturum izni avantajı kazanıyor. Ayrıca aile bireyleri için oturum izni elde etmek de mümkün oluyor.
Yatırımla Oturum İzninin Avantajları
Danimarka’da oturum izni sahibi olmak, hem iş hem de yaşam açısından birçok avantaj sunar. Yatırımla oturum izni aldığınızda sadece işinizi büyütmekle kalmaz; eğitim, sağlık ve sosyal haklara da erişim sağlarsınız.
- Yüksek yaşam kalitesi ve güvenli ortamda aile ile birlikte yaşama imkanı.
- Çocuklar için ücretsiz veya düşük maliyetli eğitim olanakları.
- Danimarka sağlık sisteminden ücretsiz faydalanma hakkı.
- İş dünyasında ağ kurma, fonlara ve teşviklere kolay erişim.
- 5 yıl sonunda Daimi Oturum ve AB vatandaşlığı başvurusu imkanı.
Girişimciler için esnek pazar imkanları ve yasal güvence, yatırım sürecini cazip hale getiriyor. Ayrıca, Danimarka’da sürdürülebilir büyümeye önem verildiğinden genç ve yenilikçi şirketler ekstra avantajlar elde edebiliyor.
Pratik Örnekler ve Sık Karşılaşılan Sorunlar
Bir Türk girişimci, fintech sektöründe geliştirdiği yenilikçi bir ödeme çözümü ile Danimarka’da şirket kurmuş ve kısa süre sonra oturum izni almıştır. Bu örnekte yatırım tutarı doğrudan şirketin kuruluş sermayesi ve ekip büyütme için kullanılmıştır.
- Başvurunun yanlış kategoriye yapılması süreci uzatabilir.
- Yerel yasalardan habersiz hareket etmek maddi kayıplara neden olabilir.
- İş planının gerçekçi olmaması ret riskini artırır.
- Prosedürlerin karmaşıklığı nedeniyle profesyonel danışmanlık almak fayda sağlar.
Sıkça karşılaşılan sorunlardan biri, evrakların eksik veya geç sunulmasıdır. Ayrıca, Danimarka’da şirket açtıktan sonra ilgili tüm vergi ve sosyal güvenlik yükümlülüklerinin yerine getirilmesi gerekir.
Bu süreçlerde deneyimli bir ekipten danışmanlık almak, başvuru aşamalarının düzgün ve hızlı ilerlemesine olanak tanır. Şirketin kuruluşu ve oturum izni işlemlerinde uzman desteği hata riskini en aza indirir.
Sen de Danimarka’da yatırım yaparak oturum izni almak, işini Avrupa pazarında büyütmek ve güvenli bir geleceğe adım atmak için hemen bizimle iletişime geç.
